24 Ocak 2009 Cumartesi
1 Mayıs 2007 Salı
“YANPAR KÖYÜ TARİHÇESİ”
Murat YANPAR - Yeminli Mali Müşavir
I- YANPAR KÖYÜNÜN TARİHÇESİ
1832 yılında Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa ve oğlu İbrahim Paşa Osmanlı ordusunu yenerek Adana- Silifke arasında 8 Yıl kadar hüküm süren yeni bir devlet kurmuştur. Bu yeni devlet bütün Osmanlı yönetimimi feshederek görevlileri sürmüş ve Mısır- Suriye’den beraberinde getirdiği Fellahlar ile Çukurova’ya tarıma dayalı yeni bir düzen kurmuştur. Anadolu’daki Türkmen Müslümanların buraya göç etmesi için vergileri kaldırmış, Ermeni’lerden ve Osmanlı’dan alınan toprakların dağıtılacağı vaadinde bulunmuştur. Osmanlı yönetiminden memnun olmayan Konya ovasındaki aşiretlerin büyük bir bölümü Torosların Güneyine göç etmeye başlamıştır.
“1832-1835 arası bir tarihte, Karaman’da yaşayan “ Atçeken” aşiretinden bir kısım Yörük aşireti ve Aşıran köyünden “ Baba adı muhtemelen Mehmet “ Cingöz İSA’ nın kardeşi ** 20-25 yaşlarındaki Hacı Murat, kaza ile kardeşinin ölümüne sebep olmanın verdiği utanç ile diğer aşiretlerin göçüne katıldı. Göçerler YEŞİLDERE geçidini kullanarak ERDEMLİ’ye 45 Km mesafedeki bugün Albeyli diye anılan mezraya geldiklerinde Türkmenlerden YANPARLI aşireti ile karşılaştılar. Hacı Murat Yanparlı’ larla kalmayı tercih etti. Göçerlerden Boynu İnceli ve Sarıkeçililer Silifke ve Erdemli tarafına devam ettiler. Hacı Murat burada evlendi ve beraberinde getirdiği koyun sürüsüyle yeni bir hayata başladı. Güçlü kuvvetli yapısı ve cesaretiyle çevrede kısa sürede tanındı, aşiret içinde söz sahibi oldu.. Osmanlı tarafından kardeş katili olarak arandığından, masumiyetinin tek tanığı olan Kardeşi Cingöz İsa ile gizilice haberleşmeye devam etti. Kardeşi ile nadir buluşmalarından birinde , çevreye korku salmış bir Celali Eşkiyasının saldırısını beraberce püskürterek Eşkıya reisinin kafasını Erdemli’deki İbrahim Paşa’nın yönetimine teslim ederek namını pekiştirdi. (Kaynak:Aşıran köyü söylenceleri)
On yıl kadar bir süre Yanpar Mezrasında hayvancılıkla geçindikleri ALBEYLİ Köyünde dededen toruna aktarılan söylencelerden bilinmektedir. Adı geçen mezraya ait harabe ve kalıntılar ile halen yörede “YANPAR MEZARLIĞI” olarak bilinen eski mezarlık bu gün mevcut olup bunlara ait Fotoğraflar EK:1 dedir. Mezarlıkta çok sayıda çocuk mezarının bulunması , yörenin son derece kurak bir bölge olması ve Albeyli köyündeki söylenceler, YANPARLI Boyunun burada “Kolera” veya benzeri bir salgın hastalığa yakalanması nedeniyle; ya da İbrahim Paşa Devletinin dağıttığı topraklar için Köyü tamamen terk ettikleri anlaşılmaktadır. Çünkü bu gün Albeyli ‘de hiç Yanpar’lı bulunmamaktadır.
Albeyli Köyü ve hemen yakınındaki Elbeyli Köyü bu gün dahi aralarında husumet bulunan akrabalardan oluşur. Aşiretin atalarının Ali Bey ve Veli Bey’ isimli iki kardeş olduğu, Karakeçili aşiretinden oldukları ve Yanpar’lıların buraları terk ettikten çok sonra bu topraklara geldikleri köyde söylenmektedir. “Albeyli’den Seksen yaşlarındaki Mehmet çavuşun İfadesi şöyledir.- Bizimkiler buraya geldiklerinde etraftaki çobanlar şuaraya Yanpar mezarlığı, şu ağaca Yanpar Bayamı (Badem Ağacı), şu bölgeye Yanpar koyağı demişler, şu harabeler de Yanpar’lılardan kalmadır. Bu harabeleri mezarlığa çok yakın olduğu için bizimkiler kullanmamış-“ (Bkz:Ekli Resimler)
Yanparlı Aşiretinin uzun bir göç sonrası, Puğ-Karacadağ’a geldikleri , daha sonra bu günkü MERSİN Merkez İlçeye bağlı Burhan Mezarlığının bulunduğu Uzun Kuyu mevkiinde “YANPAR” köyünü kurdukları, daha sonra bu yerleşkenin eşkıya saldırınsa maruz kalması üzerine daha emniyetli ve gözetlemeye daha elverişli bir mevki olan denizden 19 Km kuzeydeki şimdiki yerine göç ettikleri yine dededen toruna aktarılan hikayelerden bilinmektedir. Bu günkü “YANPAR” “ köyü 1850 yıllarında HACI Murat ve aşireti tarafından kurulmuştur.
Hacı Murat’ın; Mehmet, Hacı Durmuş, Recep, Hacı İbrahim, Hacı Ahmet ve Zarif isimli Altı çocuğunun hayatta kaldığı ve YANPAR sülalesinin bu çocuklardan türediği bilinmektedir.
Hacca gitmeden önce şimdiki caminin olduğu yere bir cami yaptırmıştır. 1895 ile 1900 yılları arasında bir tarihte vefat eden Hacı Murat'ın mezarı yaptırmış olduğu caminin içine defnedilmiştir. 1944 yılında yasal zorunluluktan dolayı mezar yıkılmış ve kemikleri Yanpar Köyü mezarlığına gömülmüştür. O tarihlerde mezar taşlarına isim yazmak adeti olmadığından mezarının yeri bilinmemektedir.
II- OĞUZ BOYLARINDAN “YANPARLU” veya “YAPARLU” BOYUNUN TARİHÇESİ
Prof. Dr. Faruk SÜMER’in kaynakça olarak gösterdiğimiz “OĞUZLAR” isimli eserinde ve Araştırmacı Kemal TAYFUR’un araştırmasında , “YAPARLU” ve “yaparlı” olarak isimlendirilen boy’un gerçek adı obamızdaki söylencelere göre “YANPARLI” dır.
Her iki yazar da ,boyun adının REŞİDED-DİN yazmalarında geçtiğini fakat ne anlama geldiğinin ve boy mensuplarının nerede yaşadıklarının bilinmediğini yazmaktadırlar. Araştırmacıların bu boyla ilgili araştırmalarını daha ziyade Anadolu Türkmenleri arasında yaptıkları, Toros Dağlarında göçer yörükler arasında esaslı bir araştırma yapmadıkları anlaşılmaktadır.
Bu gün dahi Erdemli’den Tarsus’a kadar yerleşik ve göçer yörükler arasında yapılacak küçük bir araştırma ile “YANPARLI” boyunun Karamandan geldiği ve bu boy mensuplarının kutsal Eshab-ı Kehf dağının yakınlarında yaşadığı ortaya çıkacaktır.
REŞİDED-DİN yazmalarında “YAPARLU” veya “YAPARLI” olarak harekelenmiş olan kelimenin gerçeğinin “YANPARLI” olduğunu , aradaki “n” harfinin asırlarca “ yaklaşık 1100 yıl ) göçer olarak yaşamaktan, yer değişmelerden dolayı veya yazarların Arap harflerini çevirisinden kaynaklanan bir yanlışlıktan dolayı düştüğünü kabul etmek gerekmektedir. (Bu tür örneklere Oğuz, Selçuklu ve Osmanlı tarihinde sıkça rastlanmaktadır. Örnek: Çavuldur>Çavdur; Oklu>Ohlu; Çarıklı > Çarkuluğ; Oğuz> Uz; Üreğir> Yüreğir; Beçenek<> Afşar; Tekeli> Tekkeli; Doturga>Dodurga>Todurga> Toturga)
Çünkü 1850 den bu yana Köyün ismi resmen “ YANPAR” olup, köy halkı “YANPARLI” olarak bilinmekte ve anılmaktadır.
Göçerlerin yazılı tarihi olmadığından dededen toruna aktarılan söylencelere güvenmemek ; tarihine bağlı kalmak ve tarihleri ile gururlanmak isteyen insanların , geçmişleri ile ilgili inançlarını ve tarihteki büyüklerinin kendilerine aktardıkları söylence ve olayları yok saymak suretiyle kimliksiz ve kişiliksiz öz güvenlerini yitirmiş topluluklar haline gelmesine yol açacaktır.
F.Sümer’in A.G.E. 230, 231, 269 sayfalarında ( EK:2) boy hakkında şu bilgiler verilmektedir.
“Kaşgarlı’nın listesinde adı görülmeyen bu boy Reşided-din yazmalarında “YAPARLI” şeklinde harekelenmiştir.. Görüldüğü üzere listelerin hiç birinde bu boyun adının manası verilmemiştir.. Bu Kaşgarlı’da “Çarukluğ” şeklinde zikredilen boy olmalıdır. Her iki listede bağlılık eki taşıyan boylar sadece bunlardır. Hiçbir kaynakta bu arada tahrir defterlerinde “YAPARLI” ya ait ne bir teşekkül, ne de bir yer adı görülebilmiştir. Bu husus ancak boyun adının değişmiş olması ile izah edilebilir.”
Gerek Kaşgarlı’da gerekse Reşided-din ‘de geçen Oğuz Boyları F.Sümer’in A.G.E. 230, 231 sayfalarında listeler halinde verilmiştir. (EK:2) Kaşgarlı’nın listesinde 24 olması gereken Oğuz boylarından 22 sinin ismi yazılmış olup ikisi eksiktir. Acaba bu ikisinden biri “Yanparlı” mı idi? Listelerden bir önceki 230. S.da ise,
“ Bilindiği gibi, Yazıcı-Oğlu Ali’nin ve Ebu’l Gazi’nin listeleri esas itibari ile Reşided-din ‘den gelmektedir. Ancak Yazıcıoğlu, Reşided-din’in mükemmel bir nüshasını gördüğünden ve aynı zamanda bu konuya vakıf ve meraklı bir Türk olduğu için listesi kaynağına en yakın olanıdır. “ denmektedir.
Yukarıdaki tespitten çıkarılabilecek sonuç şudur.” Oğuz Boylarına ait bilgileri içeren bir tek kaynak mevcuttur.. “ Bu kaynaktan yapılan alıntılar ve söylenceler ve isimlerde harf düşmeleri, harf ilaveleri, göçerlerin bulundukları yörelere göre kullandıkları ağız ve şivelere göre bir takım değişiklikler olabilir. Bu da konumuz olan boyun isminin, yerine göre“Yaparlu” yerine göre “Yaparlı” veya “Yanparlı” olarak değişebileceğine delalettir. Bunun örneğini “Reşided-din’e göre Oğuz Boyları listesi” ile “Yazıcı-Oğlu’ndaki Oğuz boyları listesinde” görmekteyiz. Birincisinde “Yaparlı “ boyunun Arapça yazılımı görülmemekte ikincisinde ise Arapça yazılışı gösterilmektedir. Yine “Çarukluğ” Boyu ile ilişkilendirilen “Yaparlu Boyunun “ Kaşagarlı’daki Arapça yazılışı ile , Yazıcı-oğlu’ndaki Arapça yazılışı çok farklıdır.
Bütün bu araştırmaların sonucunda “ YANPARLI” nın , Bozoklar’dan Ayhan soyundan bir Oğuz Boyu olduğu, ne manaya geldiğinin bilinmediği anlaşılmaktadır.
Oğuz Boylarından isminin manası bilinmeyen tek boy “ Yanparlı” değildir. Yomut, Çavuldur, Alkaravlı gibi pek çok boyun günümüzde manası bilinememektedir.
KAYNAKÇA:
1- Kaynak: Karaman, Aşıran Köyünden Hacı Murat akrabası CİNGÖZER
2-Yanpar Mezarlığı ve Yanpar Mezrasının Fotoğrafları
2- Oğuzlar-Prof.Dr.F.Sümer (shf:222.223.229.230.231.237.238.269)
3-Kemal Tayfur-Atlas Dergisi-2001 Eylül-(Oğuzlar)
Murat YANPAR - Yeminli Mali Müşavir
I- YANPAR KÖYÜNÜN TARİHÇESİ
1832 yılında Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa ve oğlu İbrahim Paşa Osmanlı ordusunu yenerek Adana- Silifke arasında 8 Yıl kadar hüküm süren yeni bir devlet kurmuştur. Bu yeni devlet bütün Osmanlı yönetimimi feshederek görevlileri sürmüş ve Mısır- Suriye’den beraberinde getirdiği Fellahlar ile Çukurova’ya tarıma dayalı yeni bir düzen kurmuştur. Anadolu’daki Türkmen Müslümanların buraya göç etmesi için vergileri kaldırmış, Ermeni’lerden ve Osmanlı’dan alınan toprakların dağıtılacağı vaadinde bulunmuştur. Osmanlı yönetiminden memnun olmayan Konya ovasındaki aşiretlerin büyük bir bölümü Torosların Güneyine göç etmeye başlamıştır.
“1832-1835 arası bir tarihte, Karaman’da yaşayan “ Atçeken” aşiretinden bir kısım Yörük aşireti ve Aşıran köyünden “ Baba adı muhtemelen Mehmet “ Cingöz İSA’ nın kardeşi ** 20-25 yaşlarındaki Hacı Murat, kaza ile kardeşinin ölümüne sebep olmanın verdiği utanç ile diğer aşiretlerin göçüne katıldı. Göçerler YEŞİLDERE geçidini kullanarak ERDEMLİ’ye 45 Km mesafedeki bugün Albeyli diye anılan mezraya geldiklerinde Türkmenlerden YANPARLI aşireti ile karşılaştılar. Hacı Murat Yanparlı’ larla kalmayı tercih etti. Göçerlerden Boynu İnceli ve Sarıkeçililer Silifke ve Erdemli tarafına devam ettiler. Hacı Murat burada evlendi ve beraberinde getirdiği koyun sürüsüyle yeni bir hayata başladı. Güçlü kuvvetli yapısı ve cesaretiyle çevrede kısa sürede tanındı, aşiret içinde söz sahibi oldu.. Osmanlı tarafından kardeş katili olarak arandığından, masumiyetinin tek tanığı olan Kardeşi Cingöz İsa ile gizilice haberleşmeye devam etti. Kardeşi ile nadir buluşmalarından birinde , çevreye korku salmış bir Celali Eşkiyasının saldırısını beraberce püskürterek Eşkıya reisinin kafasını Erdemli’deki İbrahim Paşa’nın yönetimine teslim ederek namını pekiştirdi. (Kaynak:Aşıran köyü söylenceleri)
On yıl kadar bir süre Yanpar Mezrasında hayvancılıkla geçindikleri ALBEYLİ Köyünde dededen toruna aktarılan söylencelerden bilinmektedir. Adı geçen mezraya ait harabe ve kalıntılar ile halen yörede “YANPAR MEZARLIĞI” olarak bilinen eski mezarlık bu gün mevcut olup bunlara ait Fotoğraflar EK:1 dedir. Mezarlıkta çok sayıda çocuk mezarının bulunması , yörenin son derece kurak bir bölge olması ve Albeyli köyündeki söylenceler, YANPARLI Boyunun burada “Kolera” veya benzeri bir salgın hastalığa yakalanması nedeniyle; ya da İbrahim Paşa Devletinin dağıttığı topraklar için Köyü tamamen terk ettikleri anlaşılmaktadır. Çünkü bu gün Albeyli ‘de hiç Yanpar’lı bulunmamaktadır.
Albeyli Köyü ve hemen yakınındaki Elbeyli Köyü bu gün dahi aralarında husumet bulunan akrabalardan oluşur. Aşiretin atalarının Ali Bey ve Veli Bey’ isimli iki kardeş olduğu, Karakeçili aşiretinden oldukları ve Yanpar’lıların buraları terk ettikten çok sonra bu topraklara geldikleri köyde söylenmektedir. “Albeyli’den Seksen yaşlarındaki Mehmet çavuşun İfadesi şöyledir.- Bizimkiler buraya geldiklerinde etraftaki çobanlar şuaraya Yanpar mezarlığı, şu ağaca Yanpar Bayamı (Badem Ağacı), şu bölgeye Yanpar koyağı demişler, şu harabeler de Yanpar’lılardan kalmadır. Bu harabeleri mezarlığa çok yakın olduğu için bizimkiler kullanmamış-“ (Bkz:Ekli Resimler)
Yanparlı Aşiretinin uzun bir göç sonrası, Puğ-Karacadağ’a geldikleri , daha sonra bu günkü MERSİN Merkez İlçeye bağlı Burhan Mezarlığının bulunduğu Uzun Kuyu mevkiinde “YANPAR” köyünü kurdukları, daha sonra bu yerleşkenin eşkıya saldırınsa maruz kalması üzerine daha emniyetli ve gözetlemeye daha elverişli bir mevki olan denizden 19 Km kuzeydeki şimdiki yerine göç ettikleri yine dededen toruna aktarılan hikayelerden bilinmektedir. Bu günkü “YANPAR” “ köyü 1850 yıllarında HACI Murat ve aşireti tarafından kurulmuştur.
Hacı Murat’ın; Mehmet, Hacı Durmuş, Recep, Hacı İbrahim, Hacı Ahmet ve Zarif isimli Altı çocuğunun hayatta kaldığı ve YANPAR sülalesinin bu çocuklardan türediği bilinmektedir.
Hacca gitmeden önce şimdiki caminin olduğu yere bir cami yaptırmıştır. 1895 ile 1900 yılları arasında bir tarihte vefat eden Hacı Murat'ın mezarı yaptırmış olduğu caminin içine defnedilmiştir. 1944 yılında yasal zorunluluktan dolayı mezar yıkılmış ve kemikleri Yanpar Köyü mezarlığına gömülmüştür. O tarihlerde mezar taşlarına isim yazmak adeti olmadığından mezarının yeri bilinmemektedir.
II- OĞUZ BOYLARINDAN “YANPARLU” veya “YAPARLU” BOYUNUN TARİHÇESİ
Prof. Dr. Faruk SÜMER’in kaynakça olarak gösterdiğimiz “OĞUZLAR” isimli eserinde ve Araştırmacı Kemal TAYFUR’un araştırmasında , “YAPARLU” ve “yaparlı” olarak isimlendirilen boy’un gerçek adı obamızdaki söylencelere göre “YANPARLI” dır.
Her iki yazar da ,boyun adının REŞİDED-DİN yazmalarında geçtiğini fakat ne anlama geldiğinin ve boy mensuplarının nerede yaşadıklarının bilinmediğini yazmaktadırlar. Araştırmacıların bu boyla ilgili araştırmalarını daha ziyade Anadolu Türkmenleri arasında yaptıkları, Toros Dağlarında göçer yörükler arasında esaslı bir araştırma yapmadıkları anlaşılmaktadır.
Bu gün dahi Erdemli’den Tarsus’a kadar yerleşik ve göçer yörükler arasında yapılacak küçük bir araştırma ile “YANPARLI” boyunun Karamandan geldiği ve bu boy mensuplarının kutsal Eshab-ı Kehf dağının yakınlarında yaşadığı ortaya çıkacaktır.
REŞİDED-DİN yazmalarında “YAPARLU” veya “YAPARLI” olarak harekelenmiş olan kelimenin gerçeğinin “YANPARLI” olduğunu , aradaki “n” harfinin asırlarca “ yaklaşık 1100 yıl ) göçer olarak yaşamaktan, yer değişmelerden dolayı veya yazarların Arap harflerini çevirisinden kaynaklanan bir yanlışlıktan dolayı düştüğünü kabul etmek gerekmektedir. (Bu tür örneklere Oğuz, Selçuklu ve Osmanlı tarihinde sıkça rastlanmaktadır. Örnek: Çavuldur>Çavdur; Oklu>Ohlu; Çarıklı > Çarkuluğ; Oğuz> Uz; Üreğir> Yüreğir; Beçenek<> Afşar; Tekeli> Tekkeli; Doturga>Dodurga>Todurga> Toturga)
Çünkü 1850 den bu yana Köyün ismi resmen “ YANPAR” olup, köy halkı “YANPARLI” olarak bilinmekte ve anılmaktadır.
Göçerlerin yazılı tarihi olmadığından dededen toruna aktarılan söylencelere güvenmemek ; tarihine bağlı kalmak ve tarihleri ile gururlanmak isteyen insanların , geçmişleri ile ilgili inançlarını ve tarihteki büyüklerinin kendilerine aktardıkları söylence ve olayları yok saymak suretiyle kimliksiz ve kişiliksiz öz güvenlerini yitirmiş topluluklar haline gelmesine yol açacaktır.
F.Sümer’in A.G.E. 230, 231, 269 sayfalarında ( EK:2) boy hakkında şu bilgiler verilmektedir.
“Kaşgarlı’nın listesinde adı görülmeyen bu boy Reşided-din yazmalarında “YAPARLI” şeklinde harekelenmiştir.. Görüldüğü üzere listelerin hiç birinde bu boyun adının manası verilmemiştir.. Bu Kaşgarlı’da “Çarukluğ” şeklinde zikredilen boy olmalıdır. Her iki listede bağlılık eki taşıyan boylar sadece bunlardır. Hiçbir kaynakta bu arada tahrir defterlerinde “YAPARLI” ya ait ne bir teşekkül, ne de bir yer adı görülebilmiştir. Bu husus ancak boyun adının değişmiş olması ile izah edilebilir.”
Gerek Kaşgarlı’da gerekse Reşided-din ‘de geçen Oğuz Boyları F.Sümer’in A.G.E. 230, 231 sayfalarında listeler halinde verilmiştir. (EK:2) Kaşgarlı’nın listesinde 24 olması gereken Oğuz boylarından 22 sinin ismi yazılmış olup ikisi eksiktir. Acaba bu ikisinden biri “Yanparlı” mı idi? Listelerden bir önceki 230. S.da ise,
“ Bilindiği gibi, Yazıcı-Oğlu Ali’nin ve Ebu’l Gazi’nin listeleri esas itibari ile Reşided-din ‘den gelmektedir. Ancak Yazıcıoğlu, Reşided-din’in mükemmel bir nüshasını gördüğünden ve aynı zamanda bu konuya vakıf ve meraklı bir Türk olduğu için listesi kaynağına en yakın olanıdır. “ denmektedir.
Yukarıdaki tespitten çıkarılabilecek sonuç şudur.” Oğuz Boylarına ait bilgileri içeren bir tek kaynak mevcuttur.. “ Bu kaynaktan yapılan alıntılar ve söylenceler ve isimlerde harf düşmeleri, harf ilaveleri, göçerlerin bulundukları yörelere göre kullandıkları ağız ve şivelere göre bir takım değişiklikler olabilir. Bu da konumuz olan boyun isminin, yerine göre“Yaparlu” yerine göre “Yaparlı” veya “Yanparlı” olarak değişebileceğine delalettir. Bunun örneğini “Reşided-din’e göre Oğuz Boyları listesi” ile “Yazıcı-Oğlu’ndaki Oğuz boyları listesinde” görmekteyiz. Birincisinde “Yaparlı “ boyunun Arapça yazılımı görülmemekte ikincisinde ise Arapça yazılışı gösterilmektedir. Yine “Çarukluğ” Boyu ile ilişkilendirilen “Yaparlu Boyunun “ Kaşagarlı’daki Arapça yazılışı ile , Yazıcı-oğlu’ndaki Arapça yazılışı çok farklıdır.
Bütün bu araştırmaların sonucunda “ YANPARLI” nın , Bozoklar’dan Ayhan soyundan bir Oğuz Boyu olduğu, ne manaya geldiğinin bilinmediği anlaşılmaktadır.
Oğuz Boylarından isminin manası bilinmeyen tek boy “ Yanparlı” değildir. Yomut, Çavuldur, Alkaravlı gibi pek çok boyun günümüzde manası bilinememektedir.
KAYNAKÇA:
1- Kaynak: Karaman, Aşıran Köyünden Hacı Murat akrabası CİNGÖZER
2-Yanpar Mezarlığı ve Yanpar Mezrasının Fotoğrafları
2- Oğuzlar-Prof.Dr.F.Sümer (shf:222.223.229.230.231.237.238.269)
3-Kemal Tayfur-Atlas Dergisi-2001 Eylül-(Oğuzlar)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)